aldatan eş mal alabilir mi

Ehliyet, fiil ehliyetnin görünüş şeklidir. Acaba bu kişi bizzat asarruf işlemi yapabilir mi? Ancak tasarruf yetkisi , kişinin belirli bir hakka doğrudan doğruya etki edebilme gücüdür . Benim bir başkasının malı üzerinde tasrruf yetkim yoktur. Bazen kişi malın maliğidir ancak tasarruf yetkisi kısıtlanmış olabilir . Aldataneş 'hiperaktif' olabilir 21.10.2013 11:18 | Son Güncelleme: 21.10.2013 11:18 TAKİP ET "Akıllarından geçeni düşünmeden eyleme koyuyorlar" Aldatılanve Şiddet Gören Eş Maddi Manevi Tazminat Alabilir Mi? 03:17. 437 İzlenme. 0. Aldatma Dinen yasaklanmış oldukça büyük bir günah olarak sayılır. Kuran’da zinaya sebep olacak sebepler dahi haram kılınmıştır. Dini yönden aldatmanın affı sadece Allah’ın adaletindedir. Aldatılan taraf kendisini aldatan kişiyi affetse dahi dini yönden affedilmiş sayılmamaktadır. BoşanmaDavasında Gerekçe Göstermek Gerekir mi? Boşanma davasını açan taraf söz konusu dava dilekçesinde somut bir boşanma sebebi göstermelidir. Bu sebepler; genel nitelikli sebeplerden olan şiddetli geçimsizlik vb. olabileceği gibi, özel nitelikli sebeplerden olan aldatma, ortak konutu terk etme vb. gibi sebepler de olabilir. my brother repaired the motorcycle yesterday passive voice is. Kadınlar neden aldatır? Aldatan kadın nasıl anla… Sanki yolunda gitmeyen bir şey vardı. Yataktan kalkıp, … VELAYET DAVALARINDA SIKÇA SORULAN SORULAR ALKOLİK ANNE BABADAN VELAYET NASIL ALINIR? ALDATAN KADINA VELAYET VERİLİR Mİ? ÇOCUĞU GÖSTERMEYEN ANNE BABADAN Aldatan Kadın Mal Alabilir Mi? Aldatan kadının mal alabilmesiyle alakalı hüküm ve şartlar şöyledir; Zina nedeniyle yani üzerinden … aldatan anneye velayet verilir mi, aldatan kadına çocuğun velayeti verilirmi, aldatmalarda velayet, çocuğun velayeti hangi durumlarda babaya verilir, çocuğun velayeti hangi durumlarda anneden alınır, zina yapan anneye velayet verilirmi, http çocuğun Aldatan eşe velayet verilir mi, Evet Kocasını aldatan eş velayeti alabilir. Ancak yaşanan olayların içinde çocuğun velayetini etkileyen ciddi tehlike ve menfaati zedeleyecek durum varsa farklı karar verilebilir. Ən gözəl aurerrasulAnkara sapanca arasında neçə kmGəlin gözəl sözlərə baxınTürk dub kovboy filmini tam izlə46 yok olan fragmanDina bombardmançısıÖlüm qeydi 2 baxın Kocasını aldatan kadın çocuğunun velayetini yaşı çok küçükse alabilmektedir. Aşağıda size örnek teşkil etmesi için bir Yargıtay kararı paylaşacağım, okumanız faydalı olacaktır. Aldatan anneye velayet hakkının verilmesi, çocuğun üstün yararı gerekçesiyle mümkündür. Aldatan anneye velayet … Velayet Davası Velayet nedir? Anne ve babanın çocuğun ergin olduğu [] By avukat 2021-08-12T183300+0000 Ağus AİLE VE BOŞANMA HUKUKU 0 Comments Aldatan Eş Nafaka Alabilir mi ? aldatan eş nafaka alabilir mi, aldatan eşi nasıl ispat edebilirim, aldatılan eşin yapması gerekenler, en iyi boşanma avukatı, … Aldatılan Kadın Ne Yapmalı? O sabah uyandığında, içinde kötü bir duygu olduğunu hissetti. Sanki yolunda gitmeyen bir şey vardı. Yataktan kalkıp, … VELAYET DAVALARINDA SIKÇA SORULAN SORULAR ALKOLİK ANNE BABADAN VELAYET NASIL ALINIR? ALDATAN KADINA VELAYET VERİLİR Mİ? ÇOCUĞU GÖSTERMEYEN ANNE BABADAN Aldatan Kadın Mal Alabilir Mi? Aldatan kadının mal alabilmesiyle alakalı hüküm ve şartlar şöyledir; Zina nedeniyle yani üzerinden … Kocasını aldatan kadın nafaka ve çocuğun vela…Aldatılan Kadın Ne Yapmalı? O sabah uyandığında, içinde kötü bir duygu olduğunu hissetti. Sanki yolunda gitmeyen bir şey vardı. Yataktan kalkıp, … VELAYET DAVALARINDA SIKÇA SORULAN SORULAR ALKOLİK ANNE BABADAN VELAYET NASIL ALINIR? ALDATAN KADINA VELAYET VERİLİR Mİ? ÇOCUĞU GÖSTERMEYEN ANNE BABADAN Aldatan Kadın Mal Alabilir Mi? Aldatan kadının mal alabilmesiyle alakalı hüküm ve şartlar şöyledir; Zina nedeniyle yani üzerinden … aldatan anneye velayet verilir mi, aldatan kadına çocuğun velayeti verilirmi, aldatmalarda velayet, çocuğun velayeti hangi durumlarda babaya verilir, çocuğun velayeti hangi durumlarda anneden alınır, zina yapan anneye velayet verilirmi, http çocuğun Kadının ihaneti ve velayet - elele Annenin evlilik içerisinde eşini aldatması doğrudan velayetin anneye verilmesini engelleyen bir husus değildir. Bu oranlar içinde ise kadınlar erkeklere nazaran daha fazla aldatılmaktadır. Aldatıldığını öğrenen bazı kadınlar boşanmayı tercih ederken bazı kadınlar … Kocasını aldatan kadın nafaka alabilir mi sorusu aldatılan eşin ilk sorduğu sorudur. aldatan anneye velayet verilir mi, aldatan kadin esten ayrilma ve cocuk velayeti almak, boşanma davasında kadın aldatırsa, aldatan kadının hukuki hakları, http … Aldatan kadın mal alabilir mi? Aldatan Kadın Mal Varlığından Yararlanır Mı ? Aldatan kadın hakkında Türk Medeni Kanunu'nun 161. maddesine göre zina … Bu sebepler eşini aldatan bir kadın davranışlarında ve sahip olduğu kontrol gücünde farklılıklar gösterecektir. Eşine karşı daha az sorgulayıcı bir tavır alabilir… deli yürek izlesword art online hoodiespapara lite card özelliklerikurtlar vadisi gladio yükləyinking gwanggaeto böyük epizod 1 Burger hazırlama oyunlarıLhu aneps1080p həbsxanadan qaçmağa baxınIsveç norveç danimarka şarkısı Türk Medeni Kanunu’nun göre eÅŸler arasında evlilik birliÄŸi evlenmeyle kurulur ve evlilik birliÄŸinin kurulması ile eÅŸler birlikte yaÅŸamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar. Birine sadık kalmak; içten, saÄŸlam ve güçlü bir baÄŸlılığı gerektirmektedir. Sadakat yükümlülüğü denilince akla ilk olarak cinsel sadakat gelse de; bu boyuta ulaÅŸmamış duygusal iliÅŸki ve yakınlaÅŸmalar, evlilik birliÄŸine zarar verecek alışkanlıklar, eÅŸlerin birbirlerinden gizli iÅŸler yapmaları, sır saklamamaları, yalan söylemeleri gibi örneklerde de sadakat yükümlülüğünün ihlali söz konusudur Badur/Turan BaÅŸara, s. 106.EÅŸlerden birinin eÅŸini aldatması ya da bir baÅŸka üçüncü kiÅŸi ile eÅŸine karşı güven sarsıcı davranışlarda bulunması evlilik birliÄŸinin kurulmasının temellerinde yatan baÅŸta sadakat yükümlülüğü gereÄŸince kabul edilemez. Aldatılan ya da güven sarsıcı davranışlara maruz kalan eÅŸten bu duruma katlanması ve evlilik birliÄŸini sürdürmesi hiçbir ÅŸekilde kanun hükümleri gerekse yüksek mahkeme kararları gereÄŸince, bir baÅŸkası ile zinaya varmasa bile güven sarsıcı, aşıkane davranışlarda bulunmak evlilik birliÄŸini temelinden sarsacak nedenler arasında kabul edilmiÅŸtir. Bu noktada bu duruma maruz kalan eÅŸ evlilik birliÄŸinin temelinden sarsılması nedeni ile eÅŸine karşı boÅŸanma davası açma hakkına davasını açacak olan eÅŸ dava dilekçesinde mahkemeden evlilik birliÄŸinin boÅŸanma ile sona erdirilmesinin yanı sıra, yaÅŸadığı elem ve ıstırabın bir nebze de olsa giderilebilmesi için güven sarsıcı davranışlarda bulunan, aldatan eÅŸinin maddi ve manevi tazminat ödemesine karar verilmesini de talep eÅŸten maddi ve manevi tazminat talep edilebilmesi önünde, yapılanlar daha önceden affedilmediÄŸi sürece, hukuken hiçbir engel bulunmamaktadır. Sonuçta sadakat yükümlülüğünün ihlal edilmiÅŸ olduÄŸu açık bir ÅŸekilde ortadadır. Böyle bir ÅŸeyin yaÅŸanması halinde hayatın olaÄŸan akışı gereÄŸi aldatılan eÅŸin bundan her anlamda etkilenmesi kaçınılmazdır. Ancak bu noktada akla aldatma eyleminin gerçekleÅŸmesine ve/veya güven sarsıcı hareketlere ortak olan üçüncü kiÅŸinin herhangi bir hukuki sorumluluÄŸunun bulunup bulunmadığı sorusu gelmektedir. Yani aldatılan eÅŸ, kendi eÅŸinden talep edeceÄŸi tazminatların yanı sıra aldatma eyleminin bir diÄŸer öznesi olan üçüncü kiÅŸiden maddi manevi tazminat talep etme hakkına sahip midir?Bu konuda Yargıtay’ın ilgili daireleri arasında görüş ayrılığı yaÅŸanmış olması üzerine Yargıtay İçtihatları BirleÅŸtirme Büyük Genel Kurulu tarafından konu ele alınmış ve verilen 2017/5E. ve 2018/7 sayılı ilam ile karara baÄŸlanmıştır. Verilen kararın gerekçe kısmı ÅŸu ÅŸekildedir- “…TMK'nın 185. maddesinin 3. fıkrasından alan eÅŸler arasındaki sadakat yükümlülüğü, evlilik birliÄŸinin taraflarını oluÅŸturan eÅŸlerin birbirlerine karşı ileri sürebilecekleri nispi bir hak olup, eÅŸler bu yükümlülüğün ihlal edilmemesini ancak birbirinden talep edebilirler. Bu doÄŸrultuda aile hukukunda evlilik birliÄŸinin devamı sırasında eÅŸlerden birinin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışına karşı diÄŸer eÅŸin baÅŸvurabileceÄŸi çeÅŸitli hukuki yollar ve uygulanacak yaptırımlar düzenlenmiÅŸtir. Bu yaptırımlardan biri olan ve TMK'nın 174. maddesinin 2. fıkrasındaki düzenlemeye göre "BoÅŸanmaya sebep olan olaylar yüzünden kiÅŸilik hakkı saldırıya uÄŸrayan taraf, kusurlu olan diÄŸer taraftan manevà tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir". BU MADDE GEREĞİNCE MANEVİ TAZMİNAT SADECE KUSURLU OLAN DİĞER EÅžTEN VE ANCAK BOÅžANMA DAVASI İLE BİRLİKTE İSTENEBİLİR. BİR KİMSENİN EŞİ TARAFINDAN ALDATILMAMAYI İSTEME HAKKI ÅžEKLİNDE HERKESE KARÅžI İLERİ SÜREBİLECEĞİ MUTLAK BİR KİŞİLİK HAKKI YASALARDA YER ALMADIÄžINDAN, aldatma eylemine katılan üçüncü kiÅŸinin aldatılan eÅŸin bir mutlak hakkını ihlal etmesi söz konusu deÄŸildir. BaÅŸka bir anlatımla, evlilik birliÄŸinin tarafı olmayan ve dolayısıyla sadakat yükümlülüğü bulunmayan üçüncü kiÅŸinin eÅŸler arasındaki evlilik sözleÅŸmesinden kaynaklanan yükümlülüklere uyma zorunluluÄŸu bulunmamaktadır………. EÅŸlerden biri yalnızca diÄŸer eÅŸten sadakat yükümlülüğüne uygun davranmasını talep edebilir. Üçüncü kiÅŸinin sadakat yükümlülüğünün bulunmaması nedeniyle, evli eÅŸle birlikte olan üçüncü kiÅŸinin bu davranışının diÄŸer eÅŸin kiÅŸilik haklarına doÄŸrudan bir saldırı niteliÄŸinde olduÄŸu söylenemez…..üçüncü kiÅŸinin fiilinin haksız fiil olarak nitelendirilebilmesine olanak bulunmadığından sadece aldatma fiiline iÅŸtirak etmesi nedeniyle, aldatan eÅŸle birlikte TBK'nun 61. maddesi çerçevesinde müteselsilen sorumlu tutulabilmesi mümkün deÄŸildir…”Yukarıda gerekçe bölümüne yer verilen Yargıtay İçtihatları BirleÅŸtirme Büyük Genel Kurulu kararından da anlaşılabileceÄŸi üzere, aldatma eylemine katılan üçüncü kiÅŸinin evlilik birliÄŸinin temel taÅŸlarından olan sadakat yükümlülüğünün bir tarafı olmadığı kabul edilmiÅŸtir. Bu kapsamda sadakat yükümlülüğü bulunmayan birinden manevi tazminat talep tek istisnası, üçüncü kiÅŸinin katıldığı aldatma eylemi ile baÄŸlantılı olmakla birlikte sadakat yükümlülüğünden farklı olarak, bağımsız, özel ve nitelikli bir kiÅŸilik hakkı ihlalinin bulunması halidir. Yani üçüncü kiÅŸinin doÄŸrudan aldatılan eÅŸin kiÅŸilik deÄŸerlerine yönelik hukuka aykırı bir fiilde bulunması durumunda örneÄŸin aldatma eylemi ile baÄŸlantılı olarak üçüncü kiÅŸinin, aldatılan eÅŸin konut dokunulmazlığını ihlal etmesi, ele geçirdiÄŸi bazı özel bilgileri ifÅŸa etmesi, kullandığı söz ve diÄŸer ifadeler ile onur ve saygınlığını zedelemesi gibi hallerde üçüncü kiÅŸinin de manevi tazminat sorumluluÄŸunun doÄŸacağına tereddüt bulunmamaktadır. Bunun dışında salt evli bir kiÅŸiyle birlikte olmak ÅŸeklindeki eyleminden dolayı aldatılan eÅŸin üçüncü kiÅŸiden manevi tazminat isteyebilmesi Yargıtay İçtihatları BirleÅŸtirme Genel Kurulu tarafından verilen karar uyarınca hukuken mümkün olmayacaktır. Yasal Uyarı İşbu makale baÅŸka bir internet sitesinde ancak makalenin yer aldığı internet adresi linkini içeren aÅŸağıdaki ifadeye yazının başında veya sonunda belirgin bir ÅŸekilde yer verilmesi ÅŸartıyla yeniden yayımlanabilir veya bası EÅŸin Sevgilisinden Tazminat İstenebilir mi? Pınar İleri Avukatlık & Danışmanlık izni dahilinde yeniden yayımlanmaktadır" 15 Haz ALDATAN EŞ NAFAKA ALABİLİR Mİ? Yayınlandı 2012h in Makaleler Aldatma zina nedeniyle boşanma davaları, uygulamada en çok karşılaşılan boşanma davalarındandır. Bu sebeple açılan boşanma davalarında “aldatan eş nafaka alabilir mi” sorusu sıklıkla gündeme gelmektedir. Ağır Kusurlu Olan ve Aldatan Eş Nafaka Alamaz Aldatma zina nedeniyle açılan boşanma davalarında, aldatan eşin nafaka alma durumu oldukça zordur. Boşanma davalarında aldatan eş, karşı tarafa göre AĞIR KUSURLU sayılması nedeniyle tazminat ya da nafaka alamamaktadır. Bu durum aldatılan eşin alabileceği bir hak olmaktadır. Aldatılan eş, bu hususu Mahkemede ispatlarsa aldatan eşe nafaka ödemekten kurtulacağı gibi, kendisi lehine nafaka ve tazminat talep edebilecektir. Aldatılan eşin, aldatıldığını çeşitli ispat yollarıyla mahkemede ortaya koyabilmesi önemlidir. “Aldatan eş nafaka alabilir mi ” sorusuna verilecek cevap da, aldatmanın Mahkeme huzurundaki ispatına göre değişecektir. Aldatılan eş, bu hususta gerekli delilleri sunarak aldatan eşin ağır kusurunu ispat edemez ise nafaka ödemek zorunda kalabilecektir. Bu tür boşanma davalarının takibinde hak kaybının önlenmesi için, alanında uzman bir avukatın desteğine başvurulması önemlidir. Yargıtay 2. HD., E. 2018/7945 K. 2019/6173 T. DAVA TÜRÜ Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından; yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldüDavacı kadın tarafından açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda, ilk derece mahkemesince tarihli karar ile tarafların TMK. 166/1. maddesi gereğince boşanmalarına, davacı kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, davalı erkeğin kusur belirlemesi ve nafaka yönlerinden istinaf talebi üzerine bölge adliye mahkemesince gerekçede çelişki bulunması nedeniyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, dosya mahkemesine iade edilmiştir. Kaldırma kararı üzerine ilk derece mahkemesince yeniden verilen tarihli kararda boşanma davasının kesinleşmesinden bahisle bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, davacı kadının tam kusuru nedeni ile tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmiş, karar davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar, nafaka ve yargılama giderleri yönünden istinaf edilmiş, bölge adliye mahkemesince kadının yoksulluk ve yargılama giderleri istinaf talebi kabul edilmiş sair talepleri ise esastan reddedilmiştir. Davacı kadın tarafından bölge adliye mahkemesinin kusur belirlemesine yönelik esastan ret kararı temyiz edilmeyerek kadının boşanmaya dair olaylarda tamamen kusurlu olduğuna ilişkin ilk derece mahkemesi belirlemesi kesinleşmiştir. Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir TMK Bu durumda, Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesi koşulları kusurlu olan davacı kadın yararına gerçekleşmemiştir. O halde, davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ Temyiz edilen bölge adliye mahkemesi kararının yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. Aldatma, eşlerin evlilik içindeki karşılıklı sadakat yükümlülüklerinin ihlalini oluşturan bir fiildir. Aldatma başka bir deyişle zina kanunen sayılmış özel boşanma sebeplerinden olmakla birlikte aldatılan eşin, kişilik haklarının zedelenmesi sebebiyle manevi tazminat talep etme hakkı yazımız… ayrıca bulunmaktadır. Sadakat yükümlülüğü evlilik içinde eşler arasında tanımlı bir yükümlülük olduğundan sadakat yükümlülüğünün ihlali gerekçesiyle 3. kişi aleyhine manevi tazminat davası açılamaz. Ancak, 3. kişinin haksız fiil hükümlerince sorumluluğuna gidilebileceği hukuken ifade edilebilir. Burada haksız fiil teşkil eden fiil, aldatılan kişinin kişilik haklarına saldırı olarak tanımlanır. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bu konuya ilişkin şöyle bir karar vermiştir “Böylece, evli bir kimsenin evlilik dışı birlikteliği, diğer eşin sosyal kişilik değerlerine saldırı niteliğinde olduğu gibi, bu eyleme katılan kişinin eylemi de bundan ayrı düşünülemez. Dolayısıyla, bu eyleme evliliği bilerek katılan kişi de diğer eşin uğradığı zarardan sorumludur. Sonuç itibariyle, davalının davacının eşi ile evli olduğunu bilerek duygusal ve cinsel ilişkiye girdiğinin tarafların ve mahkemenin kabulünde olmasına göre; davalının sorumluluğu ahlaka ve adaba aykırılık nedeniyle gerçekleşenden kaynaklanmakta; dava da yasal dayanağını haksız fiile ilişkin hükümlerden almaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece davalının açıklanan şekilde gerçekleşen eyleminden sorumluluğu kabul edilerek, bundan kaynaklanan zararın kapsamı belirlenmeli ve varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmelidir.” YHGK, 2010/4 – 129 E. 2010/173 K. Bu karar ışığında şunu ifade edebiliriz ki, 3. kişi evliliği bilerek aldatmaya iştirakte bulunuyorsa aldatılan eşin uğradığı manevi zarardan sorumlu olduğu kabul edilecektir. Ancak, aksi yönde kararlar da bulunmaktadır. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin “Davalı zararın meydana gelmesinden asli olarak sorumlu tutulamaz. Yine yasa hükmünün aradığı anlamda iştirak hali de söz konusu olamaz. Zira iştiraken işlenebilir bir eylemin varlığının kabul edilebilmesi için, eylemin müstakilen ve asli olarak da işlenebilir olması gerekir. Ayrıca haksız fiil sorumluluğunu, geniş ve belirsiz bir kavram olan sadakat yükümlülüğünü ihlal etmeye iştirak çerçevesinde değerlendirmek, bu sorumluluğu belirsiz hale getirecektir.” şeklindeki kararı, 3. kişiden tazminat istenemeyeceğini ve 3. kişinin asli kusurlu tutulamayacağını gerekçelendirmektedir. Aldatma fiilinin somut olayda nasıl gerçekleştiği, kişilerin olaydaki sorumluluk ve kusurları da dikkate alınarak değerlendirilmelidir. Bu nedenle, her tazminat isteminin şartlarının oluşup oluşmadığı anlamında kendi içinde incelenmesi gerektiğini hatırlatmak isteriz. Hukuk Desteği iletisim [email protected] Zina sebebiyle boşanma davası hakkında merak edilenleri bu yazımızda bulabilirsiniz. Sorularınızı, aşağıda bulunan yorumlar bölümünden iletebilirsiniz. Hukuki desteğe ihtiyaç duyduğunuzda randevu almak için bizlere ulaşabilirsiniz. Zina Aldatma Sebebiyle Boşanma Nedir? Boşanma sebeplerinin neler olduğu Medeni Kanun’da sayılmıştır. Medeni Kanunda sayılan boşanma nedenlerinden biri de zina nedeniyle boşanmadır. Bu kapsamda zina nedeniyle boşanma, eşler arasında evlilik birliğinin devam ettiği dönemde bir eşin diğer eşi karşı cinsten bir başka kişi ile cinsel birliktelik yaşamak suretiyle aldatmasıdır. Hangi Durumlarda Zina Aldatma Sebebiyle Boşanma Davası Açılır? Medeni Kanunda zina nedeniyle boşanmaya karar verileceği belirtilmiş olmasına rağmen hangi eylemlerin zina olarak kabul edildiği Yargıtay içtihatlarında açıklanmıştır. Bu kapsamda zina nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için karşı cinsten bir başka kişi ile cinsel birliktelik yaşanmış olması şarttır. Eşlerden birinin, karşı cinsten biriyle mesajlaşması, flört etmesi, öpüşmesi, sarılması gibi eylemler ise zina olarak kabul edilmez. Bu tür durumlarda zina nedeniyle boşanma davası açılamaz. Bu gibi haller sadakat yükümlülüğüne aykırı kabul edilmekte olup; evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle boşanma davası açmaya imkan vermektedir. Diğer yandan cinsel birlikteliğin, aynı cinste olan kişiyle gerçekleştirilmesi halinde de zina sebebiyle boşanma davası açılamaz. Bu hallerde haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle boşanma davası açılabilecektir. Zina Aldatma Sebebiyle Boşanma Davasının Şartları Nelerdir? Zina sebebiyle boşanmaya karar verilebilmesi için bazı şartlar aranmaktadır. Bu kapsamda zina nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için; evli olması gerekir. Zina nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için eşler arasındaki evlilik birliğinin devam ediyor olması gerekir. Eşler arasında boşanma davası olsa da evlilik birliği devam eder. Bu kapsamda boşanma davası devam ederken eşlerden birinin karşı cinsen biri ile cinsel birliktelik yaşaması halinde zina nedeniyle ek boşanma davası açılması mümkündür. Bu kapsamda boşanma davasının kesinleşmesi önemlidir. Boşanma davasının kesinleşmediği durumlarda eşlerden biri karşı cinsten başka biriyle cinsel ilişkide bulunursa zina nedeniyle boşanma davası açılabilir. Diğer yandan taraflar arasındaki evlilik birliğinin resmi olmaması halinde, zina sebebiyle boşanma davası açılamaz. birlikteliğin karşı cinsten biriyle gerçekleştirilmiş olması gerekir. Zina sebebiyle boşanmaya karar verilebilmesi için eşlerden birinin, karşı cinsten bir başka kişiyle cinsel birliktelik yaşaması şarttır. Bu kapsamda cinsel ilişkide bulunmaksızın el ele tutuşmak, birlikte sevgili gibi görünmek, bedensel temasta bulunmak, sevişme, öpüşme ve sarılma şeklinde davranışlar zina olarak kabul edilmemektedir. Diğer yandan hemcinsle cinsel ilişkide bulunulması da aldatma olarak sayılmamakta; cinsel birlikteliğin, karşı cinsten biriyle olması şart olarak aranmaktadır. birlikteliğin kusura dayanması gerekir. Zina sebebiyle boşanma davası açılabilmesi için, zina eylemlerinin bilerek ve isteyerek gerçekleşmiş olması gerekir. Bu sebeple iradeyi sakatlayan nedenlerin olması, tehdit veya tecavüze sonrasında cinsel ilişkinin gerçekleşmesi gibi durumunda zina nedeniyle boşanma davası açılamaz. Boşanma Davası Nasıl İspat Edilir? Herkes tarafından da kabul edileceği üzere zina fiillerinin ispatı oldukça zordur. Bu sebeple zina nedeniyle boşanma davasının ispatı için yemin dışında yasaya uygun olan her türlü delil kullanılabilir. Bu kapsamda zina eylemleri konusunda bilgisi olan tanıkların anlatımları, otel konaklama kayıtları, kamera kayıtlarının tespiti, fotoğraflar ve videolar dahil olmak üzere her türlü delilin kullanılması mümkündür. Burada önemli olan ise delilin hukuka uygun olarak elde edilmiş olmasıdır. Diğer yandan zina nedeniyle boşanma davasında zina eylemlerinin yaklaşık ispat edilmiş olması yeterlidir. Yaklaşık ispat halinde hakim zina eylemlerinin varlığını vicdani kanaatine göre değerlendirip tarafların zina nedeniyle boşanmalarına karar verebilir. Dava Hakkı Hangi Durumlarda Düşer? Zina sebebiyle boşanma davası açma hakkı, iki durumda düşebilir; Bunlardan ilki zina davasının süresinde açılmamasıdır. Nitekim boşanma davasının zina sebebine dayalı olarak açılması, hak düşürücü süreye tabi tutulmuştur. Dava açmaya hakkı olan tarafın, olayları öğrenmesinden itibaren 6 ay içinde boşanma davasını açması gerekir. Aksi takdirde boşanma davasının zinaya dayalı olarak açılması hakkını kaybedecektir. İkinci durum ise affetmektir. Eşlerden biri, diğer eş tarafından gerçekleştirilen zina eylemleri hakkında bilgi sahibi olmasına rağmen zina eylemlerini affederse dava açma hakkı düşer. Söz konusu affetme, herhangi bir şekil şartına tabi değildir. Af, yazılı veya sözlü şekilde yapılabilir. Bununla beraber eşlerin davranışlarından da affetmenin anlaşılması mümkündür. Örneğin dava açma hakkı olan eşin, sosyal medyada diğer eş ile fotoğraf paylaşıp altına “yeni bir hayata başladık” yazması, affetme kapsamında değerlendirilebilir. Bu şekilde yapılan affetme, boşanma davası açma hakkını düşürür. Aldatma Durumunda Tazminat Nasıl Belirlenir? Boşanma davalarında iki tür tazminata hükmedilir. Bunlar, maddi tazminat ve manevi tazminattır. Hem maddi tazminat hem de manevi tazminat bakımından eşlerin kusur durumları ile ekonomik hayat standartları belirleyicidir. Zina nedeniyle boşanmaya karar verildiği takdirde zina eden eşin tam kusurlu olduğu kabul edilmektedir. Tam kusur halin ise maddi ve manevi tazminat miktarını doğrudan etkiler. Bu sebeple aldatmanın var olduğu hallerde hükmedilecek tazminat miktarları daha yüksek olacaktır. Tazminatın değerlendirilmesinde kusurdan başka evliliğin süresi, tarafların ekonomik ve sosyal durumu gibi kriterler de dikkate alınır. Yargıtay da özellikle aldatma hallerinde, tazminatın yüksek olması gerektiği görüşündedir. Nitekim yakın tarihli bir kararında, zina sebebiyle boşanma davasında hükmedilen tazminat miktarını az bulmuş ve kararı bozmuştur. Aldatma Zina Nedeniyle Tazminat Davası Kimlere Karşı Açılabilir? Zina sebebiyle kişilik hakları saldırıya maruz kalan eş, maruz kaldığı bu haksız eylemlerin tazmin edilmesi için manevi tazminat isteyebilir. Burada talep edilecek tazminat Medeni Kanun’un 174. maddesine dayanmaktadır. Zina fiillerine ortak olan üçüncü kişilerden tazminat talep edilebilmesi mümkün değildir. Nitekim sadakat yükümlülüğü sadece eşler arasında geçerli olup; üçüncü kişilerin zincirleme bir biçimde sorumlu olacağında dair Medeni Kanun’da özel hüküm bulunmamaktadır. Bu sebeple zina nedeniyle üçüncü kişiden maddi veya manevi tazminat talep edilemez. Aldatma Zina Nedeniyle Boşanmanın Mal Paylaşımına Etkisi Nedir? Medeni Kanun’un 236. maddesinin ikinci fıkrasındaki düzenlemeye göre zina veya hayata kast nedeniyle boşanma hâlinde hâkim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranını hakkaniyete uygun olarak azaltabilir ya da kaldırabilir. Bu kapsamda zina fiillerine maruz kalan eş bakımından, mal paylaşımının yarı yarıya yapılması şart değildir. Medeni Kanun’un bu hükümlerinin uygulanabilmesi için boşanma kararının mutlaka zina nedenine dayanması gerekir. Ayrıca zina aldatma nedeniyle verilen boşanma kararının, aldatan eşin katılma alacağının azaltılması veya bu hakkın ortadan kaldırılması sonucu doğurması, sadece edinilmiş mallara katılma rejiminde mümkündür. Aldatma Nedeniyle Boşanma Davasında Gizlilik Kararı Verilir Mi? Zina sebebiyle açılacak boşanma davaları, mahiyeti itibariyle eşlerin ve hatta zaman zaman üçüncü kişilerin özel bilgilerinin yer aldığı davalardır. Bu sebeple bu davalarda gizlilik kararı verilmesi talep edilebilir. Gizlilik kararı verilen davanın duruşmaları gizli olarak icra edilir ve dosyanın incelenmesi de belirli şartlara tabi olur. Bu Yazımızda İncelediğimiz KonularZina Aldatma Sebebiyle Boşanma Nedir?Hangi Durumlarda Zina Aldatma Sebebiyle Boşanma Davası Açılır?Zina Aldatma Sebebiyle Boşanma Davasının Şartları Nelerdir?Boşanma Davası Nasıl İspat Edilir?Dava Hakkı Hangi Durumlarda Düşer?Aldatma Zina Nedeniyle Tazminat Davası Kimlere Karşı Açılabilir?Aldatma Zina Nedeniyle Boşanmanın Mal Paylaşımına Etkisi Nedir?Aldatma Nedeniyle Boşanma Davasında Gizlilik Kararı Verilir Mi?

aldatan eş mal alabilir mi